• VERGİ UZMANLARI
    • Geleceğin Güçlü Vergi İdaresi İçin
    • VERGİ UZMANLARI
    • Geleceğin Güçlü Vergi İdaresi İçin
  • Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

TAŞRA VE MERKEZ UZMAN ARASINDAKİ MAAŞ FARKI HER YIL ARTARAK DEVAM EDİYOR.

2011 yılında yayımlanan ve 01.01.2012 tarihinde yürürlüğe konulan 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile uzmanlık kadrolarında merkez-taşra ayrımına gidilmiştir. Mezkur Kanun Hükmünde Kararnamede yer alan merkez-taşra ayrımı yönüyle konu Anayasa Mahkemesine taşınsa da mahkemenin 20/12/2018 tarihli kararı ile konu hakkında yargı yolu da tüketilmiştir. Ayrıca anılan KHK ile taşra uzmanlarının almakta oldukları fazla mesailer de ellerinden alınmıştır.

Uzman personele ait kadroların ihdasında ve mesleğe alınmaları ile görevleri arasında, merkezde ya da taşrada görev yapmaları bakımından bir farklılık bulunmamaktadır. Merkez ve taşra ayrımı bir nitelik ve görev ayrımı değil görevin ifa edildiği yer bakımından yapılan bir ayrımdır. Bu ayrım sadece personelin görev yaptığı idari birimleri belirtmektedir. Gelir uzmanları ve defterdarlık uzmanları gibi taşrada görev yapan uzmanların merkez teşkilatlarında görevli olmadıkları gerekçesiyle diğer kriterleri ve işlevleri aynı iken sadece görev yapılan merkez-taşra ayrımı nedeniyle özlük haklarının farklılaştırılması taşra uzmanlarının adalet duygusunu zedelemektedir.

Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararında özellikle mesleğe alınma şartlarının aynı olmaması ve bu durumun bilinerek mesleğe başlandığı üzerinde durmuştur. Halbuki mesleğe alınma şartlarında sadece yabancı dil (KPDS 70 puan) ve tez şartı bulunmaktadır. Taşra uzmanlarının yönetmeliklerine de yabancı dil ve tez şartı konulursa mesleğe alınma şartları eşitlenecek ve tüm uzmanlar aynı haklardan faydalanabilecektir. (Vergi Uzmanları AR-GE ekibi tarafından bu konu hakkında örnek yönetmelik çalışmalarına başlanılmıştır.) Ayrıca Hazine ve Maliye Bakanlığında yer alan uzmanlıklarda yabancı dilin ve hazırlanan tezlerin icra edilen mesleki görev için ne kadar gerekli olduğu tartışılır.

Anayasa Mahkemesinin üzerinde durduğu diğer bir hususta bu ayrımın bilinerek mesleğe girilmiş olduğudur. Ancak 2012 yılından önce mesleğe başlayanlar bu ayrım olmadan önce işe girmiş ve öncesinde aynı özlük hakları ile görev yapmışlardır. Hatta bu hususta ortak sınavla alınan ve mülakatlarda gelir uzmanı, devlet gelir uzmanı ve vergi denetmeni olarak ayrılanlar bu hususa en güzel örnektir. Zira taşra-merkez ayrımın olacağı bilinseydi mülakata girerek gelir uzmanlığını tercih edenler özlük haklarından dolayı elbette devlet gelir uzmanlığı veya vergi denetmenliğini tercih ederlerdi.

Bu süreçte taşra personelinin en önemli kayıplarından biride fazla mesai ücretlerinin ellerinden alınması olmuştur. Ancak taşra personelinin bu süreçte iş yükü özellikle 2016,2017,2018 yıllarında çıkarılan vergi ve bazı alacakların yeniden yapılandırılması hakkındaki 6736, 7020 ve 7143 sayılı kanunlarla artmış olup salgın sonrası oluşacak ekonomik yaraların kapatılmasına dair çalışmalar sonucunda daha da artacağı düşünülmektedir.

Bu nedenle an azından fazla mesai ücretinin telafi edilmesi adına 375 sayılı KHK ek 10 uncu maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında yer alan personele ait ücret ve tazminat göstergesinin yer aldığı (III) sayılı cetvelin 5. Sırasına Gelir Uzmanları, Defterdarlık Uzmanları ile 6. Sırasına da bunların yardımcılıkları eklenerek bu göstergelerden faydalanmaları sağlanmalıdır.

Ayrıca bazı Bakanlıklar taşra teşkilatları olduğu halde burada çalışan personelinin kadrosunu merkeze alarak taşrada da çalışabilir şeklinde değişikliğe gidip tüm birimlerinde çalışanların aynı özlük haklarından faydalanmasını sağlamıştır. Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı tam tersine bir uygulamayı yapmaktadır. Taşra uzmanını merkezde geçici görevlendirmekte ancak özlük haklarını merkez uzman olarak vermemektedir. Oysaki Maliye Bakanlığı, MASAK, GİB gibi merkez birimlerde çalışan gelir uzmanları ile defterdarlık uzmanları, merkez uzmanların yaptığı aynı işi yapmaktadır. Bu durum aynı işi yapan personel arasında adalet ve kuruma aidiyet duygusunu zedelemektedir.

375 sayılı KHK ek 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve bu bende ekli (III) sayılı Cetvelde gerekli değişiklikler yapılarak en azından taşra personelinin elinden alınan fazla mesai ücreti ikame edilmiş olacak ve merkezle taşra uzmanı arasındaki maaş makası da bir miktar kapatılmış olacaktır. Ayrıca bu düzenlemenin emekli maaşları üzerinde herhangi bir etkisi olmadığından bütçeye fazla bir yük getirmeyeceğini belirtmek gerekiyor. Bu düzenleme en azından tüm kamu personeline ilişkin olarak yapılması planlanan 3600 ek gösterge çalışmaları sonuçlandırılıncaya kadar taşra uzmanları için sevindirici bir haber olacaktır.

Konu bu çerçevede ele alındığında, sekiz yıldır özlük hakları yönünden mağdur edilen taşra uzmanlarının iş yükünün devamlı suretle arttığı ve artmaya devam edeceği hususu ortada iken vergi düzenlemelerine ilişkin yapılacak ilk çalışmada bu konunun değerlendirilmesi  Sayın Hazine ve Maliye Bakanımızdan büyük bir umutla beklenmektedir.

 

                                                                                                          Vergi Uzmanları

                                                                     AR-GE Merkezi



7105 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın